SENİ SEVİYORUM
Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü…
Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum.
İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye…
Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine.
Utancımdan … alışık olmadığımdan belki …
Belki de o öpülesi dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan..
Farkına varamadım gerçeklerin..
Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; …
Eğer, denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özüm’süz …
Heyecan,korku, kararsizlik, cesaret, aci, ofke,huzun,merhamet, siddet kaplar bir anda dunyanizi.
Bittiginde agir bir enkaz birakir geride.
Daha kotusu, "tamamen bitti" sandiginiz sarsinti,
Hafif bir siddette artci soklar halinde yillarca surebilir
Unuttuğun sandığın aşkın gelir çarpar yüreğine
Tıpkı sol tarafın ağrısını ömür boyu sürmesi gibi...!
erhan akbaş
|